21 Aralık 2015 Pazartesi

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI HÜSAMEDDİN CEBRE

Kimler iş güvenliği uzmanı olabilir ?

Mühendis, mimar veya teknik eleman olanlar is guvenligi uzmani olabilirler.

Teknik eleman: Teknik öğretmenler ile üniversitelerin fen veya fen-edebiyat fakültelerinin fizik veya kimya bölümleri veya iş sağlığı ve güvenliği programı mezunları.

Eğitim:

Is guvenligi uzmani olmak istiyen mesleki yeterlilikteki kisiler “‘ C sinifi is guvenligi uzmani” olarak baslamak zorundadirlar.

Bakanlıkça onaylanmis egitim kurumlarindan egitim alarak is guvenligi uzmani olma yolunda ilk adimi atmis olursunuz,http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/isggm.portal?page=duyuru&id=duyuru15. eğitim programları teorik ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşur. Eğitim süreleri, teorik kısmı 180 saatten, uygulama kısmı 40 saatten ve toplamda 220 saatten az olamaz. Teorik eğitimin 90 saati uzaktan eğitim ile verilir. Uygulamalı eğitimler, iş güvenliği uzmanı bulunan bir işyerinde yapılır.
Eğitimi tamamlayan adaylara eğitim kurumları tarafından, eğitim katılım belgesi düzenlenir. Eğitim katılım belgesi Bakanlığa gonderilir , gönderilmeyen adaylar sınava katılamaz.

Sınavlar:

Eğitim programlarını tamamlayan adayların sınavları Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır.Sinavda 70 ve uzeri puan alan adaylar basarili sayilarak sertifika almaya hak kazanir.

İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI BELGE SINIFLARI

(A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi;

1) (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az dört yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara,

2) İş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl teftiş yapmış mühendis, mimar veya teknik eleman olan iş müfettişleri, en az beş yıl uzman olarak çalışmış Bakanlık iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği doktorası yapmış olan mühendis, mimar veya teknik elemanlar ile Genel Müdürlük ve bağlı birimlerinde mühendis, mimar veya teknik eleman olarak en az on yıl görev yapmış olanlardan (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı için yapılacak sınavda 70 ve uzeri puan alarak başarılı olanlara,

(B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi;

1) (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesiyle en az üç yıl fiilen görev yaptığını iş güvenliği uzmanlığı sözleşmesi ile belgeleyen ve (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında 70 ve uzeri puan alarak başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara,

2) İş sağlığı ve güvenliği veya iş güvenliği yüksek lisansı yapmış olan mühendis, mimar veya teknik elemanlardan (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında70 ve uzeri puan alarak başarılı olanlara,

(C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi;

(C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında 70 ve uzeri puan alarak başarılı olan mühendis, mimar veya teknik elemanlara “ C sinifi is guvenligi uzmani” belgesi verilir.

Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı belgeleri

Yurtdışından alınan iş güvenliği uzmanlığı veya eşdeğer belgeye sahip olan mühendis, mimar veya teknik elemanlardan;

a) Sahip olduğu belge ile en az yedi yıl çalıştığını belgeleyenlerden (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (A) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında 70 ve uzeri puan alarak başarılı olanlara, (A) sınıfı,

b) Sahip olduğu belge ile en az üç yıl çalıştığını belgeleyenlerden (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılarak yapılacak (B) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında 70 ve uzeri puan alarak başarılı olanlara, (B) sınıfı,

c) Sahip olduğu belge ile müracaat ederek yapılacak (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı sınavında 70 ve uzeri puan alarak başarılı olanlara,(C) sınıfı, iş güvenliği uzmanlığı belgesi verilir

(3) İkinci fıkranın (c) bendine göre (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi almak isteyenlere sadece bir kez doğrudan sınava girme hakkı tanınır. (sadece bir kez doğrudan sınava girilebilir, sınavda başarılı olunmazsa eğitim kurulundan eğitim alınarak sınava girilmesi gerekmektedir) iş güvenliği uzmanlığı belgesi verilmektedir.

1 Mart 2014 Cumartesi

Organik mi Sentetik mi ?

Küçük aksaklıklarla da olsa yeni yazımla karşınızdayım. Bugün sizlere günlük hayatta yanlış kullanılan kimyasal terimlerden bahsetmek istiyorum. Bu terimler normal vatandaşın dilinde de var reklamlarda ve kamu spotlarında da yanlış cümleler kullanılıyor. Peki, nedir bu yanlış kullanılan cümleler.


Çoğu zaman televizyonda veya internet de karşınıza çıkan reklamlarda işte organik ürün kesinlikle kimyasal hiçbir katkı maddesi yok veya hormonsuz tamamen organik ürün veya içinde trans yağ içermez gibi aslında insanı yanlış yöne sevk eden ve gereksiz bir algı yaratan terimler bunlar. Örneğin bal reklamı adam kesinlikli kimyasal katkı maddesi yok diyor ama bilindiği gibi doğal olarak üretilmiş bir bal da bile içeriğindeki maddelerin çeşitliliği nedeniyle, oldukça karmaşık yapıya sahiptir. Çeşitli yörelere ve elde ediliş zamanlarına göre de, oldukça farklı yapılar gösterebilmektedir. Bu nedenle balın, bileşimi ile ilgili analizler, oldukça geniş sayıda örnek içermektedir.


Balın bileşimi, üretimin yapıldığı yöredeki bitki türlerine ve üretimin yapıldığı zamana göre değişmektedir. Ancak genel olarak; balın,%80'i değişik şekerlerden früktoz glikoz sakaroz maltoz ve indirgenmiş şekerlerden, çok miktarda suenzimler, vitaminler, bazı azotlu maddeler içerir. %17'si sudan meydana gelir. Geri kalan % 3'lük kısım, başta enzimler olmak üzerebalı bal yapan ve balı değerli kılan maddelerden oluşur. Balı oluşturan her şey kimyasal.Sahteciliği önlemek için bu balda doğal olmayan hiçbir katkı maddesi yok veya sentetik hiçbir kimyasal içermez denebilir. Bir diğer sorunsa meyve ve sebzelerde bazı çiftlik hayvanlarında işte hormonsuz ürün kesinlikle hormon kullanılmamıştır gibi ibareler var burada şunu sormak istiyorum insanlarda bile hormonlar var tabi bunlar doğal hormon yani eksikliğinde sıkıntı yaşadığımız hormonlar bu da ne demek oluyor hormonlar insan sağlığı için yararlı ama doğal olması ve yeteri kadar olması ile insana yararlı bir kimyasaldır. Burada yani bir domatesin hormonsuz olmasını bekleyemeyiz tabi hormon olacak ama doğal ve eğer dışarıdan verilecekse yeteri kadar verilmeli. Fazla verildiğinde bitkinin sağlığını bozabileceği gibi onu yiyen insanında sağlığını bozabilir.


Bu noktaların insanlara gerektiği gibi anlatıldığı takdirde insanlarda yanlış algı oluşmasının önüne geçebileceğini düşünüyorum. Bazen bizim arkadaşlarımızım bile yanlış kelime kullandığını görüyorum bu yazımdan sonrada bu konuda daha dikkatli davranacaklarını düşünüyorum. Sonuç da değişime kendimizden başlamalıyız.



26 Şubat 2014 Çarşamba

Üniversitelerde Kimya Eğitimi Üzerine

Bu yazımda çeşitli üniversitelerin kimya bölümlerindeki sıkıntıları dile getireceğim. Benim ve arkadaşlarımın gözlemlediğim ciddi problemler var bunları paylaşmak istedim. Konun en başında belirtmek isterim ki gerçekten işini çok iyi yapan gerek yaşam tarzı gerekse sosyal sorumluluk projelerine olan destekleri gerekse akademik başarıları olan hocalarımızı bu değerlendirmeden veya sistemdeki yanlışlardan dolayı onları tenzih ederim.

Öncelikle zor bir üniversite sınav maratonu atlattınız ve kimya bölümüne kayıt yaptırdınız 4 yıllık (hazırlık olmadığını varsayıyorum) eğitiminiz başlıyor. Tabi başarılı bir şekilde mezun olmanız için derslere laboratuvarlar vizlere finallere girip stajınızı en iyi şekilde yapıp bitirme ödevini çalışmış olmanız gerekiyor. Burada sıkıntı yok asıl sorun olan kimya bölümünün uygulamalı birçok dersi olması. Bu yüzünden uygulama yani laboratuvar kısımında yaşanan sorunlar öğrencileri çok mağdur etmek de. Öncelikle laboratuvara girebilmeniz için önceden hazırlanan quizlere girmeniz gerekiyor bundan geçer not aldığınız takdirde derse girebiliyorsunuz buna bir şey demiyorum yalnız devamsızlık hakkı neden sadece üç derstir yani bunun bana açıklamasını gerçekten tatmin edici bir şekilde yapan olursa çok sevineceğim. Laboratuvara iki dakika geç kalman sonucunda yeni araştırma görevlisi olmuş kişinin size egosunu tatmin edercesine derse almayışı ve özel nedenleriniz olduğunu söyleseniz bile buna aldırış etmemesi akılla sen öğrenci olmadın mı be adam sorusunu ge
tiriyor. Diyelim ki bir sene boyunca bir gece önceden laboratuvara çalıştınız sabahları altıda uyandınız okula geliyorsunuz. Trafiğe takılmadan ve elektrik, kira, doğalgaz, telefon faturalarını yatırmadan  hasta olmadan geç kalmadan özel hiç bir işiniz olmadan derse giriyorsunuz. Sınava giriyorsunuz soruların hepsini doğru yapıyorsunuz laboratuvar sizi bekliyor adımınızı atıyorsunuz içeri ve aşırı kalabalık laboratuvarın kapasitesinin üzerinde bir kalabalık. Burada soruyorum quizlerde sorduğunuz soruların cevaplarını o laboratuvarda uygulamalı bir şekilde anlatılabiliyor mu? Bence burada çözülmesi gereken ciddi bir sorun var. Ayrıca teorik derslerde gerçekten uygulamaya yönelik soruların ve konuların düzenlenmemiş olması örneğin metaller kimyası dersini alıyorsunuz sınava çalışıyorsunuz sınavda size uranyumun zenginleştirilmesi soruluyor bunun ne kadar uygulanabilirliği var bilmiyorum. Şöyle bir savunma yapılabilir biz fen fakültelerinde bilim insanı yetiştiriyoruz pekâlâ öyleyse neden öğretim elemanı alınmıyor bölümlere ve neden kimya bölümleri kapatıldı? Maden bu kadar ihtiyaç yoktu neden neredeyse her il e bir kimya bölümü açıldı? Bunu da geçtim yani bir hocanın kalitesini isminin önüne getirilmiş ek belirlemez ben hocanın atmosferine bakarım arkadaşım yani seni hareketleriyle etkileye biliyorsa yaşam tarzı ve olaylara bakış tarzıyla sana örnek olabiliyorsa o benim için ordinaryüs profesör bir insandır. Yani ben böyle insanlarla tanıştım gerçekten üzerimde büyük etkileri oldu buradan teşekkürü bir borç biliyorum Öğrencisi olmuş olsam da olmasam da…

Birde bölümlerde vasat hocalar var, daha on sekiz yaşında ergenliği daha yeni yeni atlatmayı başarmış çocuklara kendi egosunu tatmin edercesine onu sindirmeye yönelik hareketler ve ders ile değildi ders dışı konularla öğrenciyi yıldırmaya çalışan insanlar var. Bunlar sıkıştığı fakültelerde öğrenciyle uğraşmaktan başka işleri olmayan zavallı insanlar olarak görüyorum. Daha önce çalıştığı ciddi bir akademik çalışma yok sosyal sorumluluk projelerine katılmamış bırakın onu katılmak isteyen arkadaşlarımızı desteklemeyen hatta engelleyen (yok senin ne işin var senin Altan kaç dersin var bütün varken nere gidiyorsun gibi) yani anlatmaya çalıştığım şu arkadaşlar, çok iyi bir akademisyen olamaya bilirsin üniversitenin sana verdiği imkânlar da yeterli olmaya bilir buna bir şey diyemem ama sen o bölüme gelmiş ve işini severek yapma hevesi olan çocuğa tek demen gereken sen bu işi yaparsın ben sana güveniyorum demek, eğer sen bunu da demiyorsa benim gözümde hiç bir sıfat taşımayan bir bilim insanısın.


Biraz uzadığının farkındayım ama bu konuda daha önceden de yazma isteği vardı aklımda nasip bu güneydi. Uzun süren üniversite eğitimimin ve tecrübelerim araştırmalarım ve bu konuda bir şeyler yazma nedenim diye düşünüyorum. Bundan sonra lütfen çok bilgili bir canavar yetiştirmektense daha duyarlı kendine güvenen işine ve insanlara saygılı duyan bireyler yetişmenizi öneririm.

Her şeyin başı eğitim.



Not: Günaydın mesajı atamazsam kusura bakma.

24 Şubat 2014 Pazartesi

4.Kozmetik Kongresinin Ardından

                    Bugün sizlere yakın zamanda gerçekleştirilen kozmetik kongresinden izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.Kongrenin akademik, sanayi ve aynı zamanda öğrencilerden oluşan geniş ve seçkin bir katılımcı kitlesi olduğunu her kez biliyor.Ben daha çok öğrenci tarafından olaya bakmak istiyorum.Yani sektörden temsilcilerin ve hocalarının bulunduğu ve Antalya da denizin kenarında gerçekleştirilen kongrenin öğrencilerde rüya gibiydi etkisi yaratmaya neden oluyor.
     
        Tabi bu etkiyi bırakmada dernekten gelen arkadaşlardan üniversitedeki hocalardan, açık büfe ve otelin diğer sosyal olanakları da neden oluyor.Farklı kültürlerden gelen ve tanışan arkadaşların kendi aralarında geçen olaylar kongreyi daha eğlenceli hale getiriyor.Bazı arkadaşların odalarındaki şifreli kasalara sigaralarını saklaması bunlardan biri...Oda arkadaşımın bana akşam yemekte ne var sözüne verecek baya bir cevabım olmasına rağmen ona sadece Allah ne verdiyse var kardeş demeyle yetindim.Yani öğrencilik iliklerine kadar işlemiş hepsinin, arkadaşın onca çeşit yemek arasından hala sabaha kahvaltısında yumurta akşam yemeğinde makarna yemesini başka açıklama yolu yok gibi görünüyor.Tabi bu arada derneğin öğrencilere vermiş olduğu görevler var.Bu görevler esnasında bazı olaylar la karşı karşıya kalına biliyor.Örneğin salon görevlisi bir arkadaşa,içerideki bayrağın ölçüleri yanlış ben takıntılı biriyim  onun yerine yenisini getirin diyen katılımcıdan yaka kartını odasında unutmuş bir akademisyenin verdiği cevap "beni burada her kez tanır"demesi kadar komik cevaplar uzayıp gidiyor.Oda arkadaşını gecenin bir yarısı uyandırıp kalk kanka tatilden gidiyor diyen arkadaşın tasarruf zekasını istiyorum.Bizim ulaştırmadan sorumlu arkadaşlar hava alanında vip yolcu bekliyor bi vatandaş inip ben vip yolcuyum diyo bizimkiler adamı tanımadığından özel arabayla otele yolluyorlar çakma vipi, neyse asıl vip le gidecek olan hocamız da iniyor uçaktan arkadaşlara aracı soruyor ne zaman gelir diye bizimkilerde biraz bekle seni otobüsle yollayacağız diyor neyse adam anlıyor yanlışlık olduğunu kendi araç çağırıp ayrılıyor oradan.

Her kimya okuyan arkadaşın aslında katılması gereken kimyagerler derneğinin bu eşsiz organizasyonları arkadaşların ufkunu açmaya ve kendilerine yeni hedefler koymaya yardımcı oluyor.Ama bir arkadaşın ben dernek başkanı olacağım sözü de ufuk komasına girdiğinin göstergesi.Yani zamanla bu işlerde olabilir ama daha kısa vadeli hedefler koyup zamanı gelince olabilecek şeyler.Geçen seneki oda arkadaşımın kongrede tanıştığı bir bayan ile  evlenmesi gibi hayatlarında önemli gelişmeler de neden olabiliyor.Onlara buradan bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.

Genel olarak her seneki eğlenceli kongrelerden birini yaşadık.Arkadaşların hem bilgi hemde sosyal olarak kendilerine bir şeyler kattığını düşünüyorum.Bu ve bunun gibi bir çok kongrede görev alarak derneğe katkıda bulunmalarını öneriyorum bu şekilde bazı şeyleri aşacağız.Bir sonraki kongrede görüşmek üzere kendinize iyi bakın.

Not:Görsellerde yardımcı olan Tuğba UTUŞ arkadaşıma teşekkür ediyorum.

Not:Herşey güzel olacak.

22 Şubat 2014 Cumartesi

Kimyager lik mesleğinin günümüzdeki konumu.


 Selam ben öncelikle kendi mesleğimi anlatarak (anlatmaya) çalışarak bu ilk blog deneyimimi yapmaya çalışacağım.Kimyager maddeyi, atom monekül düzeyinde inceleyerek diye başlayan standart girişi kullanmayacağım tabi ki.Daha çok günümüzdeki kimyagerlerin konumu ve özel sektördeki durumunu ele alarak yeni mezun olacak arkadaşlara bir kaç tavsiyede bulunmak üzre yazacağım.

Günümüzde hakettiği konuma kavuş masa da mesleği icra eden arkadaşlarımızın bir hayli severek yaptığını düşünüyorum.Yakın tarih de yapılan 4.Kozmetik kimyası kongresinde tanışma fırsatı bulduğum çalışan meslektaşlarımla konuşma fırsatı yakaladım.Büyük şehirlerde istenilen çalışma ortamı yakalanmış görünüyor yüksek maaş + sosyal olanaklar işini hakkıyla yapan kimyagerin çabucak elde edebileceği fırsatlar gibi görünüyor.Bu yüzden arkadaşların kendilerini olabildiğince sosyal ve akademik olarak geliştirerek dolu dolu mezun olmaları gerekiyor.Gerek yabancı dil ve stajlar, teknik geziler aynı zamanda derneğimizin düzenlemiş olduğu etkinliklere katılarak kendilerini biraz daha öne çıkarmaya çalışmalılar.







Mesleğimiz öyle bir konumda bulunuyor ki tabiri caiz ise okeye dördüncü gibi bir mesleğimiz var nere koysan uyuyor.Bu aslında iyi bir özellik gibi görünse de bu yeni mezun arkadaşların "biz şimdi ne iş yapacağız" sorusunu kendisine sormadan edemiyor.Ben yeni mezun olacak arkadaşlara kariyerlerini önceden hazırlamalarını ve buna uygun staj teknik gezi vs yapmalarını öneririm çünki 10 sene 20 sene sonra ne kadar kazandığınız değilde sevdiğiniz işi yapıyor musunuz yapmıyor musunuz bunu tartışacağınız için önceden uzman arkadaşlara danışarak yardım almanızı öneririm.Derneğimizin sayfasında kendilerine yardımcı olacak arkadaşlar olduğunu biliyorum.Buradan ulaşıp arkadaşların yardım almalarını öneririm.

Daha etkili ve kimyagerlerin haklarını koruyan bir dernek için her kimyageri derneğe üye olmalarını öneriyorum.Bilinçli bir toplulukla yapılamayacak bir şey yok diye düşünüyorum ve mesleğimizin hak ettiği konuma bu şekilde kavuşacağımıza inanıyorum.

Kendinize iyi bakın bir sonraki yazımda buluşmak üzere.

Gözle göremediğin atomlar gözün gördüğü her şeyi yok edebiliyor İşte Kimya böyle bir şey.......

Not:Mutlu bir başlangıç.